Ey İstanbul


işte geldim 
soyundum sana çırılçıplak
beni de yutsana
ey kahpelikler şehri İstanbul !

söyle bana
bütün renkleri birbirine katarak
kim boyadı seni zift rengi siyahlara

boş beton yığınlarını dikmek uğruna
kim kırdı o yemyeşil tırnaklarını

duymuyorum artık
o eski aşk şarkılarını senin sesinden

kim söktü acımasızca dişlerini
ve kim kopardı ki dilini
böyle lâl kaldın sürgün hasretler içinde

güneşin doğuşunu bile göremiyorsun artık
kim kör etti gözlerini
anason kokan masalarda bolca alkol içirip

kaç kadir kıymet bilmez gelip deşti toprağını
sıcak bir yuva uğruna

kaç vefasız yarin
terk etti seni bir aşk uğruna

oysaki kaç nüfus doyurmuştun sen
yoksul sokaklarında

kaç aşık'a kucak açmıştın
o eşsiz manzaranla

o eşsiz güzelliğini görünce
kaç gayr-i müslim koşmuştu ibadet hanelerine
ve kaç müslüman şükür ile secde etmişti yaradana
minarelerinin gölgesinde

o kadar küçüksün ki gözümde
sana baktıkça, 

içinden öksüz ve yetim çocukları alıp
yakmalı bu kentin bütün sularını diyorum
ve kapatmalı bütün bulutların vanasını

seni susuz bırakmalı...

kafatasımı delip
beynime saplanmış
son kurşunumla
geldim sana

ve soyundum çırılçıplak
gücün yeterse beni de yutsana
ey deli mavi İstanbul !

ey mavilerin delisi,
ey deliler delisi İstânbul
gücün yeterse beni de yutsana. . .

24.1.2012 / - KaramsarKorkuluk

Yorum Gönder

0 Yorumlar