Kedili Park Kuytu Bank #9


Sakın bana aşık olma! Ben aşka inanmayan hasretlere tutsak bir adamım...

   Bu gece yine uyku tutmadı, kedili parka inip bir sigara yaktım. Sonra da yokluğunun koynuna uzanıp, varlığını düşünmeye başladım ve sana sarıldım her zaman yaptığım gibi...


Cesaretin ve gitmemeye niyetin varsa gel bul beni, son zamanlarda adresimi  ben bile hatırlamıyorum, inan ki unuttum...

Cesaretin ve gitmemeye niyetin varsa gel sev beni, benim aradığım şey ömürlük bir huzur, hasretlerimi dindirecek bir sevdaya tutulmak istiyor yüreğim, son yıllarda birinin elinden tutup yürümek nasıl bir şeydi hatırlamıyorum, inan ki unuttum...

Sakın bana aşık olma, ben aşka inanmayan hasretlere tutsak bir adamım...
Beni seveceksen dümdüz sev, çoktan toprak olan bu devirde kalmadı dediğimiz eski insanlar gibi bir sıcak çorbada huzur bulalım, bir bardak çay neşemiz olsun, sahile gidip yorulana kadar çekirdek çitleyelim...

Akşamları eve gidebilmek için saatleri sayayım, mesainin bitmesini iple çekeyim, dünyanın en lezzetli yemekleri senin bana benimde sana yaptıklarım olsun. Bazen eve gelir gelmez mutfakta açım diye diye deli gibi ortalıkta dolanırken sen bana bütün gün neler yaşadığını anlat.

Mesela bir kış günü beraber film izlerken ben bu filmi sevmedim deyip kalkıp kapat ve koşa koşa diğer odaya git ve yine koşa koşa gülerek elinde bir kitapla yanıma gel, kitabı bayram şekeri gibi tutuştur elime, heyecanını hissettirerek " Bak bu kitabı yeni aldım biraz okudum, tam senin sesine göre bir kitap" diye anlatmaya başla. Ben okumamak için naz yapayım, sen okutmak için şirinlik yap "Okursan öperim diyerek" bana fırsat ver. "Her sayfaya bir öpücük" diyerek pazarlığı başlat, her paragrafa bir öpücükte anlaşalım. Ben sana kitap okuyayım, sen beni öp ve saatlerce sürsün bu anlaşma. 

Sakın bana aşık olma, ben aşka inanmam seveceksen dümdüz sev.
Bana hep sevgiyle bak, bana sevdiğini hissettir başka bir şey istemem.
Bir şiirde okumuştum, bunları yazarken aklıma geldi "Öyle bir sev ki beni bana bakanlar yüzümde seni görsünler" diyordu. 


Hava çok soğuk üşüdüm, kış günü gecenin köründe parkta oturmak belkide tanımadığın birine yazılar yazıp beklemekten daha büyük bir delilik. İnan ki hava çok soğuk ve gerçekten üşüdüm, fakat şunu bil ben yokluğunda dört mevsim şu andan daha fazla üşüyorum ve ısınmak için düşüyorum senli düşlerin peşine...

Şimdi eve çıkıp yatıp uyumalıyım iki saat daha, sabah işe gitmem gerek ve akşam mesai var. Biliyorum işim zor fakat hiç bir iş senin yokluğundan daha ağır değil...

Bugün yine seni bekliyorum
artık bekletme, lütfen çık gel...

Adresim belli ve hiç değişmedi
kedili bir park, en kuytu bank. 
Gündüz ise bir ağaç gölgesi
gece ise karanlığın en derin bölgesi...

24 Ocak 2018 / - KaramsarKorkuluk


Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Tabii kimse uğramaz. Beni takibe almışsın oğlum. Ne güzel yazıyorsun ya... İçim deşiliyor ama öyle çok -ben- buluyorum ki satırlarında. Bugün bu yazıya benzer bir şiir yazdım, hem de organik pazara gittik, ben arabada kızımı beklerken bir acı ve sıkıntı çöktü yüreğime. Yazıca rahatladım biraz.
    Sevilmeyi özlemiş (ama sade sevgiye, çılgınlığa katlanamaz senin hasrete bulanmış yüreğin) belki karşına çıkarsa ya da beklediğin gelse bile arkanı dönüp kaçacak kadar yaralı olduğun :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fazla takipçim olmaması, seni takibe aldığım için değil abla, hemen kendini suçlama ^_^
      Dünyadaki gerçeklerden fazla bahsettiğim için fazla takipçim yok, takipçi peşinde koşmadığım için, reklam yapmadığım sadece paylaştığım için ama en çok okuyanların çoğunun gözü hala kör olduğu için ve görenlerin çoğunun yüreğinde artık acıya yer olmadığı için. İnsanların ağlamaktan daha fazla gülmeye ihtiyacı olduğu için fazla takipçim yok bunları zaten sende biliyosun ve yaşıyosun ;)

      Sil