Yangın Yeri Ömrüm


ıssız bir dağ başında bir avuç kuru ot olmalıydım ben
belki bir gece yanan bir kibrit düşerdi üzerime
belki bir kaç dakikada kül olurdu varlığım
belki bir meltem savururdu küllerimi düşler ülkesine
belki bu kadar acı çekmez daha az yanardım o vakit
belki kavrulmazdı yüreğimde güven duygusu
belki kaybolmazdı gözlerimden huzur buğusu
belki kurumazdı ağlamaktan göz pınarlarım...

ben büyüdükçe yaktılar ömrümü madımak gibi
ömrüm yandıkça büyüdüm yangın yerinde
yangın yerinde büyüdükçe daha çok kavruldu yüreğim
viran ömrümde kavradım insan olmanın gereğini
bir söz verdim kendime insan kalacağıma dair
insan kalabilme savaşımda vurdular çocuk yüreğimden
insan oldukça daha fazla kırdılar kolumu kanadımı
bir gün düştüm yere mezopotamyalı bir kız çocuğu gibi
etrafıma baktım ömrümde her yer yangın yeri
yangın yerinde düşen çocuk usulca ayağa kalktı
sanki yaşlı ihtiyar bir adam gibi
ihtiyar adamın kalbi dakikada yüz doksan altı kere attı
ve yere yığıldı simitçi bir çocuk gibi gözleri yaşlı...

işte o an fark ettim ki
"yangın yerinde insan kalabilenlerin,
bu hayatta insan gibi yaşayabilmeleri çok zormuş!"


12.8.2017 / - KaramsarKorkuluk

→ 
70 - 300 BPM arası kalp ritimleri

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Bu müthiş bir şiir. Niye buralarda kimse yok? Ben de yokmuşum bugüne kadar ama onlar zaten yoklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ziyaretçim çok ama yorum yapanım pek yok Ece abla :)

      Sil