Yavaş Yavaş Hiç Olma Günlüğü


Yüreğimin mavisi battı dün akşam güneşle beraber, gözlerimin feri söndü bir saksıdaki fesleğene bakarken. Şimdi başımda gri bulutlar var, yağmur bir türlü yağmak bilmiyor. Toprak kadar kurudu bedenim, kısacık zamanda kaç kilo verdim bilmiyorum. Yağmurun sesine, kokusuna, tenime değişine aşıktım ben ve severdim tatlı soğukları. Şimdi yüksek bir dağa çıkıp karda donmayı göze alabilirim. En sevdiğim çiçeğide almış annem giderken. Çocukken bile bu kadar kırılmamıştı kalbim, iki çikolata parası elime sıkıştırılıp terk edilirken...

2.3.2018


Şimdi ben düşlerimin peşini bırakıp hayatın peşine düşersem, sevdiğim insanlara masalları kim anlatacak? Bir kibrit çöpünü, gökteki bulutu, denizdeki balığı, annesi elinde telefon layk layk yaparken parkta ağlayan bebeği, kış günü köprü altında yatan dokuz yaşında çocuğu, sahilde "Abi bi şarap parası" diyen elli yaşlarındaki amcayı, cumadan çıkıp liseli kızları kesen deyuzu ve yine aynı cuma namazında herkesten fazla yaradana yakın olan lise öğrencisini, mabedinden çıkıp müslümanlara ölüm diyen caniyi ve müslümanlar ölmesin diye mabedinde dua eden yahudi imanlısını örnekleyip "Tamam bunlar var, var çünkü her insanın her milletin iyisi kötüsü var kardeşim!" diye kim diretecek? 

Ben, ben olmaktan vazgeçersem güzel bir hayatım olacak. 
Herkes güzel bir hayat uğruna dünyadan vazgeçerse, dünyayı kim güzelleştirecek?

8.3.2018


İçimde ne olduğunu bilmediğim bir sürü şey öldü, ne olduğunu anlamadım ama kalktım helva kavurdum. Kendi ruhuma tuz ruhumu döksem şimdi yoksa bi fatiha mı okusam bilemedim. Ayrıca o kimyalasa neden tuz ruhu derler onuda hiç anlamam, tuzun ruhu var mı gerçekten? 
Bu durumda ruhumuzunda tuzu olması lazım kapanmayan yaralarına basacağı, eğer oluyosa benimki iyotlu olsun, çaya tuz atsak şifa bulur muyuz acaba?

11.3.2018


Günlerdir aynada yüzüme bakmadım, kalkıp içime baktım bugün. 

Neyim ben dedim, insan kalmayı başabilmiş bir canlı mı? 
Yoksa insan kalmaya çalışırken insanlıktan çıkmış bir varlık mı? 
Kimim ben dedim Leyla'sını kaybetmiş bir Mecnun mu? 
Yoksa hülyalarda gezen bir Meczup mu? 

Evlerin çoğunda doğalgaz kullanılan bir kentte, böyle bir devirde nerden geldiğini bilmediğim bir tutam kömür buldum yerde ve kocaman bir daire çizdim kendi etrafıma, sivri köşeleri olmayan. Sonra simsiyah bir "DUR!" yazdım dairenin tam ortasına, sonra da kalkıp oturdum içine... 

Burası senin dedim kendi kendime, şimdi dur, dur ve düşün. Düşünme diyenlere inat düşün, sen insansın düşünmek senin fıtratında var, düşün ki gidecek yolun olsun, düşün ki yiyecek aşın olsun, düşün ki yaşayacak aşkın olsun dedim kendime, sonra sustum.

Sonra arada bir sus dedim kendi kendime, sus ki dinlen, arada bir sus ki demlen dedim. Müzikte es'ler olmasa müzik gıda olur muydu ruha diye düşündüm sonra, güzel bir melodiye döndürmek için hayatımı, küçüklü büyüklü es'ler çizdim kömürden. Büyüklerine uyku dedim, küçüklerine isim vermedim. Usulca perdeyi çektim, yatağıma girdim, kedime sarıldım. 

Uyumasam bile dinlenirim belki dedim, belki dinlenirim, kim bilir...

12.3.2018

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Yok böyle başka bir yazı...
    Çok güzel demek uymaz, çok anlamlı demek az gelir.
    İntihar yazıları beni dibe vurdurttu. Şu an biraz kendime geldim. Yine gelmek üzere sana iyi pazarlar diliyorum oğlum.

    YanıtlaSil