Anne Ben Rap Yazdım


DEVRİK VAZİYETİM

Dost bildiklerim yine yok yanımda
Gözlerimin her açılışında koskaca bir hiç karşımda
Sahte tavırlar, kahpe sıfatlar dolu etrafımda
Amansızca herkes birbirinin kuyusunu kazmakta
Bir çoğu para yada seks diye azmakta
Doğrular günden güne bizden uzaklaşmakta
Karmaşık bir tabloda saklanmış güneş
Her gün ufukta usulca batmakta
Adı dünya anladım da, tadı biraz fahişemsi…


Bir uçurtma olmalıyım ben
Kaçmalıyım buradan kendimi uçurup
Anlamsız suratlar takılı kalır aklımda
Her baktığım yüz biraz suçlu birazda mahcup
Gösterimde olmayan bir filmdeyim sanki
Her göz bebeğinde bir gala açılmaz perde
Nasıl bir meyhane burası lan herkes olmuş kelle
Yine mi baş başa kalacağım ben kendimle
Akrep yirmi dört turu tamamladı 

bak, yine koca bir sıfır elimde
Yelkovan da nerede kaldı durmaz olmuş yerinde
Oda olmuş sanki biraz fahişmesi…

Ne zaman yalnızlığımdan kaçsam
Olmadık patika yollara sapsam
Az soluklanıp da bir yüreğe saklansam
Ilık gönüllerle aramda kapkara bir örtü
Öyle bir örtü ki kırış kırış tutmaz ütü
Arkası görünmez ne altı belli nede üstü
Tekrarlanır nakarat, bu aşkında sonu kötü
Ummadığım bir anda, aniden açılır örtü
Her şey alenen gözükmekte, iğrenç bir görüntü
Yabancı eller uzanır sevdama, kimsenin görünmez yüzü
Eller gelir üzerime üzerime vıcık vıcık fahişemsi…

Anladım sıkışmışım bu bedene kurtulamam
Pes etmek olmaz etrafımda kurtlar, ayakta kapan
Dayanacak güç yok, kan ter içinde ruhum sırılsıklam
Yıllardır dilimde bekler, ıslanır durur çıkmaz baklam
Bin yılda yaşasam bitmez benim takvam
Uzaklaşmalıyım sanki yavaştan yavaştan
Devrik vaziyetim, durum fahişemsi…



AĞUSTOS 2008


ÖZGÜRLÜK FELSEFESİ

Bu yol sadece bana ait yirmi dört yıldır yürürüm
Ne kadar karanlık olursa olsun patikalarımda mum ışıklarını görürüm
Yorgun, yıpranmış yüreğimi dağlar, kor ateşler söndürürüm
Adını bile bilmediğim uzak diyarlara asi bedenimi sürdürürüm
Hiç tanımadığım çıplak tenlerde uslanmaz nefsimi öldürürüm
Gözlerim görmez olmuş hayat güneşim doğarken batmış çok erken ve ansızın
Umudu arayan bulutlu gözlerim ecele teslim olmadan zamansız kapansın
Çocukluğumu terk ettim, nelerle büyüttüm kendimi apansızın
Zaman akıp gider sormadan gelip geçer beynimden
Her saniye bir dikenli tel misali takılıp koparır seni düşüncelerimden
Ben başımı koyup koştururken yolunda sendin gelen geriden
Bu masal bitti artık yaşanmaz üstelik tat vermez yeniden
Nokta koyulmuşsa sayfanın sonuna bir şey gelmez elden
Vakit geldi şimdi gidiyorum rahat ol, aman rahatsız olma yerinden
Unutma ben koşarken sendin gelen geriden
Yine tükenmez oldu sancılarım acılarımdan ötürü
Seni insan kılığına sokan bendim
Çok görme bir teşekkürü
Sona gelmişsek kime ne, bürünme şimdi tesettürü
Binlerce çarşaf geçirsen de başına
Örtmez o günahkar yüzünü
Senden sonra hayalin bile barınamaz yanımda
Unuttuğumu bile unuturum zihnime format atarım attığım her adımda
Senin küp fazla dayanmadı çok zamansız delindi
At gözlüğünü çıkar da gör artık sirken fena keskindi
İyi dinle bu rapi sözleri senin için seçildi
Bu aralar pek rahatladım bedenden bir sefil daha eksildi
Sensizlik muhteşem bir şey yokluğun da ufkum açıldı,
Gökyüzünde uçar gibiyim yüz binlerce yıldız etrafıma saçıldı

Şimdi Bill raple alıp verir nefesi
Girip çıkar her ortama
Sormaz burası neresi
Akar gider özgürlük uğrunda
Budur tek felsefesi..

Senin ardından yürüyen adam değil koyundur
Karanlık gecelerde sensizlik değil, uykusuzluk tek sorunumdur
Vazgeçemem özümden buyum ben, yol benim yolumdur
Benimde herkes gibi turaba giden yol sonumdur
Şimdi anlat gücün yeterse neden çekeyim attığım adımı
Dünyaya geldik bir kere üstelik zaman da kısıtlı
Azdı yine amansız felsefi yanım bu kez fena cozuttu
Kendimi bulduğum tek bölge sekizinci boyuttu
Kabullen artık yok dahası uzatma mevzuyu
Yeniden başlamak imkansız bu yürek kendini bile unuttu
Kulağını aç ve iyi dinle budur bende son durum
Tak sepeti ve kaybol artık kapandı açık oturum
Navigasyona ihtiyacım yok yolumu sensizde bulurum



EYLÜL 2008 

GÖNÜL BAHÇEMİN FİDANI

Hayat karmaşık bir armoni benimse sol anahtarım kırılmış

Bilmem kaç gün eder yirmi dört yıldır mevsim kış
Gönül bahçemde suladığım fidan meğer dar ağacımmış
Bak yine beklemekte azrailim ecel perdesini aralamış
Kapkara pelerinin altına kanlı hançerini saklamış

Zaman gün geçtikçe çemberini daraltmış

Boşa geçmiş bunca yıl yaşanılanların hepsi yalanmış
Anladım ki yaşadığım her aşk giderken bir parçamı benden çalmış
Üstüne üstlük utanmadan yüreğime de yas bırakmış
Kader defterime keder yazılmış altına imza atılmamış
O kadar dengesiz akıyor ki zaman ruhum bedenimden 10yıl erken yaşlanmış
Bay Bill karanlık dipsiz kuyularda ışığa hasret kalmış
Her sabah gözlerini araladığında dünyayı karanlık bulurmuş
Açlıktan azan nefsini terbiye ile doyururmuş
Çok yazık bunca çilenin arasına bir tebessüm bile saklanmamış
Merak eder oldum doğduğumda bu beden gamlamı kundaklanmış?
Çocukluğum daha yaşanmadan tasayla sırtından bıçaklanmış
Neden kimse çözememiş bu hayatı anlamadım bu ne iş
İnsanoğlu kimsesiz piç misali dünyaya terk edilmiş
Mutluluk bulunmamak üzere kamufle edilmiş
Güngörmüş yamyamlar tarafından diri diri yenmiş
Anlayış aşk mutluluk yasak iyi niyet günden güne suistimal edilmiş
Güzelim doğruluk dürüstlük kahpeliğin saltanatıyla ezilmiş

Hayat karmaşık bir armoni benimse sol anahtarım kırılmış

Bilmem kaç gün eder yirmi dört yıldır mevsim kış
Gönül bahçemde suladığım fidan meğer dar ağacımmış
Bak yine beklemekte azrailim ecel perdesini aralamış
Kapkara pelerinin altına kanlı hançerini saklamış

Böylede ilerlemez ki bu zaman beden kafeste bir kuş

Ömür nasıl bir enstrüman ki ayar tutmaz akordu bozulmuş
Ne olmuş nasıl olmuşta gençliğim daha baharında son bulmuş
Uyanmak istiyorum artık fazla uzun sürdü bu kabus
Her gece çaresizce yaşanır bedende bu işkence sıkışır şakaklarım
Dinmez yağmurum saatlerce tek tek ıslanır kirli sakallarım

Her saniyede onlarcası dökülür hüzün yapraklarımın

Akrep altı’ya dokunmadan kapanmaz göz kapaklarım

EYLÜL 2008 

Yorum Gönder

0 Yorumlar